SİZ GERÇEK DIŞILIK NEDİR BİLİR MİSİNİZ...?

Öyle bir zaman, öyle bir dönem hayal edin ki..;
Öyle uç bir roman ya da film senaryosu oluşturun ki kafanızda...;

Öyle bir ülke ki..; Allah-Allah diyerek gelenlerin bir tamamı ya büyük hırsız... Ya da hırsızı destekleyenlermiş mesela...

Olmaz da öyle bir film senaryosu; siz yine de zorlayın kendinizi...
"Allah" diyerek çalıyor... Bunları da kendini Müslüman zanneden kitleye alkışlatıyorlarmış...

Kul hakkını, yetim hakkını... Aç sefil çocuğunun karnını doyurmaktan aciz... evinin kirasını ödemekten aciz... elektriği doğalgazı kesilmiş... çocuklarını battaniyenin altında sokup kışı atlatmaya çalışan insanların hakkını yerken besmele çeken bir güruh varmış...
Diyanet de o yapıyla hareket ediyormuş...

Birilerinin çolu-çocuğu servet sahibi olurken...
Yanına yaklaşan 5 yerden maaş alırken...
Müteahhitleri yetimin hakkını değil... milyonlarca yetimin hakkını tek lokmada sokarken ağzına... bütün bunları normal gören ve kendini de dindar zanneden bir kitle düşünün....
Ve diyanet gibi bir din otoritesinin de bütün bunları seyrettiğini... desteklediğini...  ve bu düzenin devam etmesi gibi elinden geleni yaptığını ekleyin...

Öyle böyle değil yani...
Öyle iğrenç.. Öyle rezil.. öyle alçak bir senaryo...

Korkunç olurdu değil mi...?
Sonra iyice abartın ve senaryonuza bir de...; Allah için konuşanın sindirildiğini, dışlandığını ekleyin...
Adalet diyenin; itilip-kakıldığını... dövüldüğünü...
Yalanı değil gerçeği tercih edenlerin hapislerde çürütüldüğünü...
Hak-hukuk diyenin... o senaryodaki düzenin kıskacından kurtulmak isteyenin din düşmanı, devlet düşmanı, hain ilan edildiğini ekleyin...

Korktunuz mu...?
Hayal kuruyoruz yahu korkmayın...

Daha da azıtın o senaryonuzu...;
Mesela; dinimizde yasak olan hırsızlığı engellemek isteyenler... hırsızlık yapanlara kaş çatanların, itibar linçine tabi tutulduğunu...
Bunu bir de sözüm ona dindarların, din adına yaptığını...

Dinimizde men edilen ahlaksızlığı yapanlara, karşı duranların... ahlaka davet edenlerin ezildiğini düşünün...
Ahlaksızı destekleyip, ahlaka davet edenleri ezenlerin de sözüm ona dindar geçindiğini....

Dinin direklerinden adaleti yıkanları, adalete, vicdana çağıranların toplumun dışına itilip linç edildiği... hala adalet derlerse hapse tıkıldığı... adaletsizliği de yine dindar geçinenlerin yaptığını düşünün...

Dinin kaftanını, cübbesini giymiş... sarığını takmış diyanet, tarikat, cemaat ve mensuplarının da bütün bunları yaktığı keyif sigarası eşliğinde izlediğini...
Bu kıskançtan kurtulmaya çalışanları, felaket çemberinin içine tekrar ittiklerini tahayyül edin...
Öylesine iğrenç.. öylesine gerçeklikten uzak bir senaryo olsun...

İşte film senaryoları böyle yazılıyor...
Bu senaryoda gördüğünüz gibi; gerçek hayatla alakası olmuyor çoğu zaman...
Siz, siz olun; gerçeklikten kopmayın...
Çevrenizde olan bitenlere bazen de, başka bir açıdan bakın...