Taban böyle hareketliyken, ben nasıl otururum?

Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, "Erbaa'dan Yeni Bir Siyasetçi Doğuyor" başlığı ile kaleme aldığı son yazısı ile dikkatleri, İyi Parti Erbaa İlçe Başkanı Murat Toycan Selçuk'un üzerine çekti.

İşte Cemal İncesoyluer'in o yazısı;

ERBAADAN YENİ BİR SİYASETÇİ DOĞUYOR...
Biz gazeteciler, nedense Tokat merkez dışında bir takım gelişme lere ilgi göstermiyoruz. Yaşadığımız şehri dünyanın merkezi görme gibi bir yanlışımız var. Oysa, kimi ilçe ve köylerimizde siyasetin dibine vuran insanlar var ki, bunu ıskalıyoruz. Mesela hatırlayın, Dökmeteden bir Metin Somuncu çıktı, senatör oldu. Kendigelen köyünden bir Cevat Atılgan çıktı, milletvekili oldu. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. 

İlkin Gazeteci Kemal Vanlı'nın canlı yayınları ve yaptığı açıklamaları ile dikkatimi çekmişti, İyi Parti Erbaa İlçe Başkanı Murat Toycan Selçuk...

Son canlı yayını izlediğimde Vanlı'nın onu neden, "Tokat için alışılmışın dışında bir siyasetçi" olarak takdim ettiğini daha iyi anladım; adam siyaset yapıyormuş gibi görünmüyor, bizzat yapıyor...Çalışıyormuş gibi yapmıyor; bizzat çalışıyor...

Murat Toycan Selçuk, şu ana kadar Erbaa'daki 40 köyü dolaşmış, kah kahvehanelerinde, kah köy konaklarında köylülerle sorunlar ve çözümleri üzerine bir araya gelmiş, hem hal olmuş... Zaten merak edip facebook profilini inceleyenler de bunu bizzat görür...

Söz konusu yayında Kemal Vanlı'nın, "Biz bu tür şeylere alışık değiliz Murat bey; zorunuz ne de 40 köyü dolaştınız" şeklindeki sorusuna verdiği cevap hem manidar, hem de mesaj içerikli. Diyor ki, "Partimizin lideri memleketi karış karış dolaşırken, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayıp; herkesin derdini dinlerken, benim burada oturmam yakışık almazdı; o sebeple dolaşıyorum..." O cevabın ilerleyen bölümlerinde, muhalefetin Tokat'taki tabanını oluşturan insanların gelişmeler karşısında verdikleri reaksiyonu da kastederek, "Taban böyle hareketliyken ben nasıl otururum" demeye getirerek açıklıyordu memleketi köy köy dolaşmasını... Programdaki anlatmasında, heyecanı farkediyorsunuz.
Sadece köyleri dolaşmamış; ilçedeki esnafları da özellikle meslek gruplarına ayırarak dolaşmış... "Meslek gruplarına ayırınca dolaşmak daha zor oluyor; ama sorunları anlamak için bu zorluğa katlanıyorum" diyor...

Murat bey aynı zamanda Erbaa Ticaret ve Sanayi Odası yönetimindeymiş...
Köylüye, esnafa yakın olduğu kadar sanayi ve sanayici ile de iç içe... 

Beni bu yazıyı yazmaya iten sözlerine gelince; Gazeteci yazar Kemal Vanlı'nın, "iktidarı eleştiriyorsunuz; ama mesela siz Tokat milletvekili olsaydınız, ilk neleri değiştirmek isterdiniz sorusuna verdiği ayrıntılı cevaplardan biri de gazetecilerle ilgiliydi. Diyor ki; gazete ve gazetecilerin önünü açmaya, eleştiri ve tahammül kültürünün yerleşmesine çalışırdım.
Çok doğru tespitler; gazetecilik bir kentte gerek denetim, gerekse alınan hizmetin kalitesinin sağlanması açısından doğal bir mekanizma...

Tabii, bir de temennim var. Her siyaset erbabı, işin başlangıcında, gazeteci taifesiyle birlikte hareket etmek ister. Gazetecinin tuttuğu eleştirel projeksiyonun önünü aydınlatacağını düşünür. Gel görelim ki, siyasetçi önüne koyduğu hedefe ulaşır, önce etrafındaki birinci derece elemanlar, sonra parti disiplini ve otoritesi devreye girer. Beraber yol arkadaşlığı yaptığı gazeteci, dış kapının dış mandalı mesabesinde kalır. Bu bir tecrübenin toplamı ifadeleridir. 

Ancak, Vanlı'nın programına katılan Murat Toycan Selçuk'un sorulara verdiği cevaplarda bir samimiyet ve içtenlik gördüm. Dolayısıyla tecrübe rezervimi askıya alıp, Erbaa'dan yeniden bir siyasetçi doğuşunu alkışlıyorum.